Mesut Arslan’s approach to Nachtelijk Symposium (Nocturnal Symposium), a 1994 play by Eric De Volder, is very special. De Volder describes the Meiresonnes, who are anything but a model family. After years of sweeping everything under the carpet, things start to emerge. Three sons and a mother play out a dramatic sparring match around the ‘family business’ and ‘him upstairs, our dad.’
Mesut places the actors and the text in artist Lawrence Malstaf’s installation of spinning tops. The audience is gathered around an open arena in which not only the tops, but also the characters, start revolving around each other. In this way the director sets the inner identity of a family and the surrounding audience in motion. ‘I do not opt for a classic characterisation of the characters and traditional theatre forms, but for the physical externalisation of what is happening inside the person, and playing with perceptions. The typical Flemish ‘reserve’ produces a circle of atypical emotionality, impotence, pain and betrayal,’ says Mesut Arslan.
For his first KVS creation, Arslan deliberately returns to his theatre hero Eric De Volder, as he did in his very first Dutch-language production, an adaptation of Eric De Volder’s play The Room and the Man. ‘Eric De Volder is definitely one of my heroes, even though I do not believe in heroes. For Eric, the stage was a canvas on which he painted scenes of intense grief.’ In his work, music, art and language have always formed a close alliance. In an equally idiosyncratic way, Mesut Arslan mixes language, visual art and music.
KVS Face Mesut Arslan is also founder of platform 0900 and he is collaborating on the production Kamyon.
concept and direction Mesut Arslan author Eric De Volder tops and arena Lawrence Malstaf dramaturgy Ata Unal stage design Malstaf & Meryem Bayram with Bernard Van Eeghem, Ina Geerts, Yves De Pauw, Lotte Diependaele, Gokhan Girginol, Junior Mthombeni lightdesign Jan Maertens music and musicadvise Eric Thielemans sound Stijn Demeulenaere costumes Johanna Trudzinski production KVS & Platform 0090
Brüksel KVS Flaman kraliyet tiyatrosunda Çarşamba 19 Nisan prömiyerini yapacak olan Gece Sempozyumu oyunu, Belcika’li Türk yönetmen Mesut Arlanın bu güne kadar yaptığı en büyük işlerden birisi. Erik De Volderin 1994 yılında yazmış olduğu Gece Sempozyumu, bir anne, üç oğulu ve orda olmayan fakat sürekli hakkında bahsedilen bir baba etrafında döner. Zaman ilerledikçe seyirci bu ailenin içinde ki iletisimsizligin büyük bir kreşendo ile yükseldiğini, hata bazen şiddete dönüşebileceğine tanık olur. Bu oyun bize aslında kişeleri değil sistemleri sorgulatır. İçinde bulunduğumuz bu katı sistemin en küçük halkası aile sistemi değil midir? Mesut Arslan birey/system, birey/birey arasındaki iletişimin sınırlarını ortaya çıkarıp çizgisel yaşam ile döngüsel yaşam arasındaki farkı irdelemeyi amaçlıyor:
“Çizgisellik demek durağanlık demek, yani düşünme, akıl, planlama, sıraya koyma, sınıflandırma, bilinçli tercihler yapma demektir. Döngüsellik ise kalptir, içgüdü, duygular, bilinçaltı ve harekettir.” “İnsanoğlu döngüsel bir varlıkken çizgisel bir varlığa doğru evrim geçirmiştir. Refahın, hep daha ileriye, daha uzağa gitme isteğinin etkisi de var bunda. Oysa ihtiyaçlarımız, “içgüdülerimiz ve duygularımız döngüseldir. Yemek, uyku, cinsellik gibi ihtiyaçlarımız tekrar tekrar geri döner. Refah bunları doyuramiyor. İnsan içinde çizgisellik kadar döngüsellik de var; fakat biz, Batı’da yaşayanlar, dengeyi kaybettik. Belçika çizgisel düşünmenin en uç noktasında. Her şey planlanır. Egemen olan akıldır.”
“Refah hayatımızı daha rahat bir şekilde yaşayabilmemizi sağlarken, rüya görme yeteneğini ve gereksinimini de elimizden aldı. İhtiyaçlarımızı göremez olduk. Hayvan olduğumuzu unuttuk.”
Mesut Arslan, Gece Sempozyumu’nda, oyuncuları ve metni, plastik sanatçı Lawrence Malstaf’ın eseri topaçlı enstalasyonunun içine yerleştirir. Seyirciler, topaçların kadar oyuncuların de birbirinin etrafında döndükleri açık birArena etrafında bulunurlar.
KVS Flaman Kraliyet Tiyatrosu prodüksiyonlu Gece Sempozyumu 19-26 Nisan KVS'de seyirciyle buluştuktan sonra, sırayla Arsenaal (Mechelen), Toneelhuis/Zuidpool (Antwerp), Vooruit (Gent) sahnelerinde oynanacaktır.